Kim Şu KimbapSuşi

Baktım ki ne zamandır gariban gariban duruyor bu sayfa, doldurayım dedim. Zavallı wordpress helak oldu hatırlatmaktan “Hakkında sayfasını güncelleyin”, “Okuyucularınız merak içinde bir şeyler yazın şuraya”, “Hadi ama kaldır şu poponu ahmak” tadında mesajlar gelip geçti gözlerimin önünden. Ben de dedim ki artık “Rahat ol adamım, yazıyorum”.

Bu blogu neden açtığımla başlayalım, önce hikayenin başına dönmek gerekiyor. Hemen ortamı bulandırıp flashback ambiansını yakalayalım. Çalışmaya ara verdiğim boş bir dönemde, eve hapsolmuştum. Amerikan yapımı dizilerden gına gelmişti, ilgimi çekmiyordu, bu hoyratça yaşam yormuştu beni. Aslında herşey “Bir sailor moon vardı, ne oldu ona?” sorusuyla başladı. Buldum izlemeye başladım, çocukluğumdaki kadar heyecanla takip etmediğimi fark edince, “Du bakayım neler dönüyormuş anime camiasında” dedim. Vampire Knight ardından Death Note izledim. Tahmin edersiniz bu animelerden sonra benzer bir şey bulmak mümkün olmadı. Ben de bir süreliğine animelerden soğudum. İzlediğim sitelerde sürekli asya dizileri görmekte, ancak ilgilenmemekteydim. Aklımda pembe dizi kıvamında şeyler canlanmaktaydı. Yine de o kadar sıkılmışım ki araştırayım dedim ve doğru bir tercih yaparak, çoğu kdramasever gibi Goong ile maceram başladı.

Daha sonra hatırladım ki bu ilk Kore dizim değilmiş. Zamanında Kanal Dde yayınlanan Winter Sonata’yı da izlediğimi hatırladım. Baya sevmiştim ve şaşırmıştım onlardan böyle bir ağlak dizi çıkmasına, tabi bir süre sonra izini kaybettim. Her gece beklesem de sonunu göremedim (hala da tamamlayamadım o diziyi). Yani bu şekilde başladı Uzak Doğu sevdam. Neyse uzun lafın kısası bir şeyleri araştırdıkça sürekli karşıma bloglar çıkmaktaydı. Herkes beceriyor benim neyim eksik dedim giriştim bu işe. Düşüncem şuydu, ben sürekli bloglardan fikir alıyorum bir şey izlerken, neden ben de izlediklerimle ilgili düşüncelerimi becerebildiğim kadarıyla yazmayayım.

Sonuç olarak iyi kötü karşınızdayım. Bir iddia ile girmedim bu işe, bir eleştirmen gibi bakamam izlediğim şeylere. Kendi halinde bir seyirciyim nihayetinde. Ama denedim anlıyor musunuz, denedim!  (burda gözyaşlarını tutamaz) Yazılarımı beklentilerinizi olabildiğince düşük tutarak okumanız, sizin için iyi olur. Bir de her an cıvıklaşma, yavşaklaşma, geyikleşme hakkımı saklı tutuyorum. Kabul ediyorum bazen geyiğin suyunu çıkarıyorum, o anlar için şimdiden özrümü kabul edin. Okurken keyif alabilirseniz yada bir şeyler katabilirsem ne mutlu bana…

51 comments on “Kim Şu KimbapSuşi

  1. goong 24 bölümlük bir kore dizisidir. liseye giden bir kızımız, dedesinin kralla yaptığı anlaşma nedeniyle prensle evlenmek durumunda kalır. prens de aynı okulda okumaktadır. kızımız oldukça şapşal ve karizmadan yoksundur. dizi romantik komedi türündedir, sarayda geçse de sıkıcı bir ortam yoktur. türkiye’de de yayınlandı. trt’de düşlerimin prensi adıyla. ingilizce olarak da princess hours adıyla anılır. ben trt versiyonunu değil bulabilirseniz altyazılı versiyonunu tavsiye ederim çünkü trt pek çok sahneyi kesmiş, bir de orijinal dilde izlemek daha iyidir her zaman :)bir ara bakıp izleyebileceğin linkleri de eklerim buraya 🙂

  2. Anammm canım doğun günün kutlu olsunnnn, umarım çok geç kalmamışımdır. İki gündür pc başına oturamayınca böyle oldu.
    Nice güzel, mutlu, bol oppalı, bol kazançlı, gönlünden geçtiğin gibi dileklerinin kabul olduğu, güzelliklerin seninle olduğu bir yıl dilerim canım. Öpüyorum kocamannn 😀

  3. @ astrea

    aman da aman hem mesajlarla hem de blogdan kutlarmış. canım benim çok sağol. sınavların var tabi yoğunsun, benim de net pislik yapıyo, bloguma hasret kaldım 🙂 dileklerin hepimiz için gerçek olur umarım. çok öptüm ben de 😀 😀

  4. @ astrea
    tamam canım, sen şu sınavlardan kurtul hepsini bir arada kutlarız 🙂 bu arada kıbrıs şehitlerinde bir çin restoranı gördüm, gerçi pek anlamadım döner de vardı (!) ama denemeye değer. buluşma mekanı olarak göz önünde bulunduralım, araştırmalarım sürüyor 🙂

  5. Rahat ol adamım, yazıyorum. Koptum resmen.

    Bizim wordpress ile daha mesafeli bir ilişkimiz var. Ne o beni takıyor ne de ben onu? Kuuulll takılıyorruz meeyynn!

    Goong… Ah, goong! Lanet mi okusam, övgüler mi yağdırsam bilemiyorum. Çok karışık duygular içerisindeyim…

    Ama şunu iyi hatırlıyorum. O bunalım zamanlarımda beni mükemmel hissettiren tek şeydi. O bakımdan istediği kadar saçma ya da kötü olsun. Goong ilk göz ağrısı gibi. İlk aşk, ilk bebek gibi…
    İlkler tartışılmaz sanırım değil mi?

  6. goong’la ilgili daha doğru bir tanım olamazdı. ben de çok bunalım bir zamanımda izlemiştim, moral vermişti. dediğin gibi üzerine o kadar güzel dizi izleyince arka sıralara itilse de ilk olması nedeniyle değerini koruyor yine de. bence de yeri tartışılmaz 🙂

  7. Hislerime tercüman olmuşsun Kimbap. Hep düşünürdüm”Bak Ayşecim 27 yaşında bir insansın niye sen de Kavak Dalları, Muhteşemsin Süleyman, Fatmagül Feriha’ya Karşı tarzı diziler izlemiyorsun” diye. Çevremdeki insanlara anime sevgimden bahsedip “Hee şrek var sid var buz devri çoh güzell” tarzı tepkilerle karşılaşınca ölmek istiyorum. Uzakdoğu sineması, dizisi diyorum “huuaa(bu karate yaparken çıkan ses) Karate Kid,Son Samuray” diyolar. Neyse ki benim gibi düşünen insanların var olduğunu bilmek güzel. Ayrıca meslektaşız 🙂 Blogunu beğenerek okuyorum.Teşekkürler!

    • Hoşgeldin ve evet hepimiz aynı dertten muzdaribiz. Benim de çevremde anime seven bir arkadaşım, bir de benim bu işlere bulaştırdığım bir arkadaşım var. Bunun dışında kimse anlamıyor, herkes çocuksu olduğunu düşünüyor. Oysa ki animelerin türleri olduğundan ve her yaşa uygun anime olduğundan, çizgi filmden çok farklı olduklarından haberleri olsa, oturup adam gibi bir tane izleseler, eminim laflarını yutacaklar:)
      Ama merak etme biz çoğu kişinin keşfemediği bir şeyi keşfeden şanslı azınlığız. Zaten ben de bu blogu kendim gibilerle biraraya gelip beni anlayanlarla konuşabilmek için açtım. Bu sayede şahane dostlar da edindim.
      Güzel sözlerin için teşekkürler, bundan sonra sesini daha sık duyalım ama:))

      • Zaman ayırıp cevap yazdığın için teşekkür ederim. Maalesef şimdilik pek aktif olamam zira dört gözle beklediğim tatil mevsimi geldi. Bu arada bir yandan dinlenip bir yandan da daha fazla anime, dorama, kdrama izleyip geleyim. Sizlerle fikir alışverişinde bulunabilmek için biraz daha donanımlı olmam lazım 🙂 Eylül ayında büyük ihtimalle aysemayse adlı blogum yayında olucak. Görüşmek üzere…

  8. hmmm burayı yeni bulmuş biri olarak da beğendiğimi söylememin yeridir. :)ancak ismini nereden bulup buluşturdum merak ettim doğrusu. bu sendeki kore aşkını filizlendirip bursa daki koca çınar ağacına benzetmeye çalışan 🙂 şu düşlerimin prensini de izlemek istiyorum bir türlü izleyemedim. bundaki büyük etki de netin kotalı olması sanırım 😦
    ben buraya arada bi uğrar hal hatır sorarım. tabii isterim ki sen de gel iki kelam et. beklerim yaniii 🙂

    • Hoşgeldin o halde. İsim Kore ve Japon sevgimin bir harmanı. Kimbap Kore usülü sushi’dir, yani aynı yemeğin Korece ve Japonca ismini kullandım 🙂
      Düşlerimin Prensi başlangıç için idealdir, sonradan onu sollayacak bir çok dizi çıksa da klasik olduğundan izlenmeli diyorum, kota olayına üzüldüm 😦
      Her zaman beklerim, yorum yapmaktan kaçınma. Blogun olsa ziyaret ederdim ama ismine tıklayınca gravatarın çıkıyor :S

      • Özel olarak mail atmak istedim ama bir türlü mail atabilecek bir adres bulamadım ^^;
        Yazdığın hikayeye resmen ‘aşık’ olduğumdan yazarıyla tanışmak istedim 😀
        Eğer yanlış okumadıysam İzmir’deymişsin. Hemşeri sayılırız 🙂
        Umarım ileride de konuşabiliriz. ^^ Annyeong ~~

  9. @Gaye
    Aslında bu ismimi mail adresi olarak da kullanıyorum, kimbapsushi@hotmail.com
    Ayrıca çok teşekkür ederim, amatör bir yazar olarak bunları duyunca inanılmaz mutlu oluyorum, motivasyon kısmından bahsetmiyorum bile 🙂
    Ve evet İzmir’de yaşıyorum, sen de bu civardasın sanırım.
    Her zaman konuşmaktan memnun olurum, görüşmek üzere…

  10. Ah şu boş zamanlar yok mu! Tam da böyle gözler şişene kadar dizisinden filmine her türlü Hollywood yapımını izleriz ve iyi vakit geçirsek de her zaman birşeylerin de bir eksikliğini hissederiz. Bunun ne olduğunu ise gerçekten Kore yapımları ile tanıştığım zaman farkettim. Ben bunu duyguların stimule olması diye adlandırıyorum. Amerikan yapımları her ne kadar görsellikte çok ileri yapımlar da olsa iş duyguları herekete geçirmeye gelince bende bunu Kore yapımları başardı. Adamlar her türlü duyguyu seyirciye çok güzel bir şekilde aşılıyorlar. Ben Kore yapımlarında bunu çok sevdim. Sizin blog’unuzu da Google saolsun tesadüfen keşfettim bir sürü şey hakkında fikir vermek konusunda da oldukça başarılı olduğunuzu söyleyebilirim. Paylaşımınız için teşekkürler.
    Bu arada eğer seyretmediyseniz. Midnight FM diye bir film var izleyin derim 🙂

    • Tam anlamıyla benim aklımdakileri yazmışsın. Blogumda bir yazı taslağı duruyor, onu yazdığımda yine fikirlerini duymak isterim 🙂
      Güzel sözlerin için çok teşekkür ederim. Bunları duydukça boşa yazmadığımı hissedip, mutlu oluyorum. Sadece kendim gibi uzak doğu severlerle konuşmak açısından bile bu blog büyük fayda sağlıyor.
      Midnight FM’i izledim bir kaç ay önce ve çok beğenmiştim. Zaten başroldeki Yu Ji Tae ve Soo Ae sevdiğim oyunculardır. Filmi baştan sona yumruğumu sıkarak, gergin bir şekilde izlemiştim. Beğendiğim gerilimler içinde yerini aldı 🙂

  11. Cıvıklaşma, yavşaklaşma, geyikleşme vb.
    Biz bunları seviyoruz bence devam et derim ve başarılar harika yazıyorsun.Çok az vardır:
    bir başlayışta tüm yazısını bitirdiğim blogcu.Bence gayet başarılısın.

  12. Öhm…
    Saygıdeger Blogcu x)
    …Şimdiee Yorumlar Güzel Maşallah Allah NAzardan Kavursun x)
    ….Ben” Deniz Sizden Bir şey İsticektim…
    Ya Cok da Seviym Yaw .. Emma Lakin Bulameyom
    Neyse Fazla Cır’Dır ‘a gereeeekk Yokkk
    Koisuru Boukun Ya Bunların Ova 1 Ova 2 Sinin Türkçe Alt Yazısını Bulamiyorum
    Dedim Bu adam Görmüş Geçirmiş Adam Yapar DEdim Yaw Neyse….
    Tık !!! Tok !!!! Tıkkk !!!!
    Zil Calıyo Laynnnn…
    Varsa….
    2 Tutam Alt yazı rica ediceğdim 🙂
    Sevgilerimmlee (Sayın Blogcu)
    Lütfen Bana yaptım Olacak De 🙂

    • Açıkçası Türkçe altyazı konusunda bilgim yok çünkü beklemek zor geldiğinden hep İngilizce izliyorum. Bildiğim en sağlam çeviren sitede (heterophobiafansub) ise ne yazık ki yok. O yüzden yardım edemiyorum ne yazık ki 😦

  13. kimbapsushi ( doğru yazdım dimi?valla copy -paste yaptım:D)

    Bloglarda gezinirken, özellikle yorum kısmında adına çok rastlıyordum.Şimdi birden bi aydınlanma yaşadım, dedim bakayım şu bloga.İyi ki bakmışım, geç oldu ama…Takibindeyim, bırakmam 🙂

    Ayrıca çok da güzel yazıyosun, biraz geyik de tuzu biberi, olacak o kadar.(ya da tadı tuzu muydu? neyse)

    • Teşekkür ederim o halde. Yazılarımın geyik olmasını da amaçladığımdan ben amacıma ulaşmış oluyorum aslında, o yüzden benim için iyi bir şey söyledin. Fazla ciddiyete gelemem zira.
      Her zaman beklerim ve güzel sözlerin için ayrıca teşekkürler.

  14. bir haftadır sürekli bloguna giriyorum.. arsivinden kore dizileriyle ve mangalarla ilgili olan yazıları tekrar tekrar okuyordm bastan sona kadar hepsini.. fakat aslinda bu yaptığım yeni yazı ihtiyacımı eskilerle karşılamak :)) hi hi 😉 ama hergün blog blog dolaşıyorum yeni yazı var mı diyerekten.. bulamayınca hayal kırıklığına uğruyorum ve bişuna zaman kaybı diye kızıyrm kendime.. ama aksam yeniden yumusuyorm ve tkrr bi tur ve yine aynı sonuç.. hüsrana uğruyorum 🙂 eger benim gibiler icin -tembeller,üsengecler vs.- cok tatlı bir kutucuk olan -ayrıca benim en sevdiğim kutucuktur- “follow me” kutucugu eklersen coook sevinirim 🙂
    simdiden tesekkürler yazılatını cooook begeniyrm..

    • Teşekkür ederim, ben de senin gibi tembeller sınıfına girdiğimden gördüğün gibi bir türlü yazamıyorum.
      Güzel sözlerin beni utandırdı 😛 En kısa zamanda bir kutucuk ekleyeceğim^^

  15. Valla bende merak ediyordum kimdir, nedir, necidir bu kız diye 🙂 Yaşın kaç, bir de onu yazar mısın, aramızda kaç yaş var diye merak ettim. Ben 83 doğumluyum da. Benim yaşarda Kore dizisi takipçisi pek yok etrafımda, Liseli kızlardan başka bir ben izliyorum sanıyorum da kendimi 🙂
    Ben de yenice meraklısı oldum Kore dizilerinin arından, dizilere karşı duyduğum sempati ve ilgiyi yazmak için blog açtım.. O kadar yeniyim ki daha, yazdıklarımızı sizin gibi bir tecrübeli Kore bloggerının onayına sunuyorum habire 🙂
    Sevgiler,
    http://bendengecenkikayeler.blogspot.com/

    • 87liyim ben de, liseden mezun olalı çok oldu yani, rahat bir nefes alabilirsin:) Bizim 80 neslinden çok tanıdığım var Kore seven ayrıca 😀
      En kısa zamanda blogunu keşfe çıkacağım, çok meşgul bir dönemim olduğundan şu an bakamıyorum ama mutlaka göz aticiim.

  16. bende winter sonata yı izlemiştim ilk tv de sonra tabi bayağı bir ara geçti personal taste ile dönüş yapmıştım çoğu çekik sever forumdan tanıdığım arkadaşlarım benden küçükler genelde benim yaşlarımda olan ve işi olmayanlar evlilik yolunda ama ben azım ettim evlenmeyeceğim dedim üniversiteyi kazandım 😀 neyse nereden girdiysek bu konuya 90 lıyım bu arada
    Şimdi blogunu gezintiye çıkacağım

    • Winter Sonata ya da Goong pek çok kişinin başlama nedeni zaten 🙂
      Yaşın zaten evlenmek için küçük bu arada, ben senden üç yaş büyüğüm misal ama hala erken buluyorum.

      • Zaten bende evlenen arkadaşlarıma şaşırıyorum tam bir arkadaşımı çekik sever yapayım derken evlendi o kargaşada izlediği dizide kalmadı kafasında ama ataklara devam ediyorum 😀

  17. Merhaba Kimbapsushi 🙂

    Arkadaşımla senin blogunu takip ediyoruz. Japonya gezisi hakkındaki yazılarını çok beğendik. Bizim de bu yaz böyle bir planımız var. Biraz araştırdık aklımızda biraz fikir oluştu ama giden birinden de öğrenelim dedik.
    Nasıl gittin, turla mı gittin? Biz daha hesaplı ve rahat olacağını düşündüğümüz için turları araştırıyoruz. Ama bir bilen olarak başka tavsiyen varsa her türlü tavsiyeye aç ve açığız.
    Eğer turla gittiysen hangi turla gittiğin, ne zaman başvurmak gerektiği, turların zamanları veya bu konuda danışabileceğimiz yerler hakında bize bilgi verebilirsen seviniriz. Eğer turla gitmediysen nasıl başardın gitmeyi kalmayı biraz detaylı anlatabilir misin?

    Japonya’ya gidebilmek gerçekten çok büyük hayalimiz. Gerçekleştirebilmemiz konusunda yardımcı olursan bizi çok mutlu edersin.Sana biraz zahmet olacak ama cevabını dört gözle bekliyoruz.

  18. Geri bildirim: Kimbapsushi’s Blog « BBM Sakinleri

  19. arkadaş es kaza bloguna düştüm.bu ne işkencedir yaaa. 10 senedir japonca çalışıyorum ve damn! bitecek gibi gözükmüyor. 4 ay kadar da saitamada kaldım. japonlar iyi insanlar sonuç itibari ile. hatta ben onların marslı olduklarını vs ciddi ciddi düşündüm ama yazık çok stresli bir yaşamları var. her yıl ortalama 33 bin kişi intihar ederek canına kıyıyor. bir de intihar edip de kurtulanı var, sakat kalanlar vs var. japon arkadaşlarım oldu, daha kötüsüne denk gelmedim. bi o kadar da koreli tanıdım japonyada..onlar da iyi be:) japonlar ile ilgili şunu gördüm. yaa arkadaş! bu kadar yiyip de bu kadar formda nasıl kalıyorlar hiç anlamış değilim. çinliler gibi sabah sporu vs de yapmıyorlar. iş, meyhane ve ev arasında mekik dokuyorlar. bir de tren kuyruğunda bile kitap okumalarına bayıldım. japonya genel olarak çok güvenli bir yer, gerçi bir keresinde sadece japonların girmesi gereken bir dükkana girdim, japonun birinden iyi fırça yedim:) zor kaçtım. bir kerede yakuza esrar teklif etti, pakete bile bakamadım korkudan. valla:) neyse, japonyaya gitmek için farklı havayolları var, hepsine aylar öncesinden bakmaya başlayın. ucuzu mutlaka düşer.
    eğer tekrar gidersem bu sefer mutlaka bir akita yapacam.ahdım var. (iki kez gittim)
    ben malezya havayolları ile gittim. hem kuala lumpuru görme fırsatım oldu…bence çok iyi oldu. bu arada, japonca zor mu kolay mı vs diye saçmalamayın. matematik mühendisliğinde master yapsanız ananız daha az ağlar!

    • Ben de 3 senedir yazıyorum (her zaman çok aktif olmasam da) o yüzden kolay kolay bitmez bu yazılar efendi!
      Neyse Japonya maceraların eğlenceliymiş, biz tabi iki hafta kaldığımızdan o kadar işin içine giremedik. Ben de iyi niyetli, yardımsever insanlar olduklarını ama çalışkanlık olayını biraz abarttıklarını düşünüyorum. Bir de şu camış gibi yiyip, incecik dolaşma olayına ben de akıl sır erdiremedim. Misal bir akşam ramen yemeye gittik, akşam yemeği niyetine yedik ve yarısı kaldı, bitiremedik. Bizim Japon rehber “Biz akşam yemeğinden sonra içer, içtikten sonra üstüne ramen yeriz” dedi, bizim çorba hesabı. Şaşırdım.
      Bir dahakine ben de Malezya deneyebilirim aslında, Kuala Lumpur’u merak ediyorum. Biz Kore Havayolları ile gittik ama Seul’de sadece Incheon Havaalanını gördük:/

  20. Memnun oldum Hint filimlerini tavsiye ederim 3ahmak favorimdir nefis bir film gannji ismi böyle değildi ama neyse bayanlarinkahvehanesi.blogspot.com a beklerim benimde seçmene film yorumlarımı paylaşmak dileğiyle

CielCalypso için bir cevap yazın Cevabı iptal et