En İyi Uzak Doğulu Yönetmenler

Bu blog bugüne dek pek çok Top 10 listesine ev sahipliği yaptı ama sanırım hiç biri bu kadar özel olmamıştı çünkü sinema başlı başına özel bir sanat dalı. Toplamda 20 saati bulabilecek bir dizinin üzerinizde bıraktığı etkinin kat kat fazlasını 90 dakikada bırakabilen bir sanat, bu yüzden “sanat” zaten. Benim için de sinema bambaşka bir evren. Çocukken izlenen dövüş filmlerini, animeleri saymazsak bilinçli bir şekilde uzak doğu hakkında bilgi edinmemin, oraları gerçekten tanımamın da baş sorumlusu, ayrıca uzak doğunun sanatta en iddialı olduğu dallardan biri.

İşte aşağıda da tam bununla ilgili bir liste var. Bir filme en büyük emeği verenlerden biri olan yönetmenler. En sevdiğim uzak doğulu yönetmenler arasında zor da olsa bir sıralama yaptım, bakalım sizin kafanızdakilerle uyuşacak mı?

1- Wong Kar Wai

Listede belki de en rahatça sırasını belirlediğim isim oldu Wong Baba. Filmlerine ölüp bittiğim çok yönetmen var Asyadan çıkan ama Wong Kar Wai bambaşka benim için. Çin sineması diye yırtınıp durmama, Çin sinemasının Asya’nın en iyisi olduğunu düşünmeme sebep olan etkenlerden biri. Filmlerinin atmosferi, muhteşem çekimleri, kullandığı açılar, renklere verdiği önem, şahane müzikleri, senaryosuz da film çekebilmesi, Çin’in en çirkin ama en güzel yerlerini göstermesi, samimi, içimizden karakterleri… Hem sanat kokan hem de sıkmayan filmler çekmek zor iş. Sadece sanat diye kasmayıp popüler kültürün de etinden sütünden nemalanır Kar Wai. Tüm bunlar onun büyüklüğünü gösteriyor zaten ve bilemediğim bir şekilde bu adam tam kalbime dokunan filmler çekiyor. Her filmini sevebileceğimi hissediyor ve seviyorum da. Kimse sevmese de ben sonsuza dek onun filmlerini izleyebilirim, bazen onları benim için çektiğini bile düşünüyorum (bkz:Şizofreni). Kısacası kendisine derin bir aşkla bağlıyım. Ona da fetiş oyuncusu Tony Leung’a da… (Tony Leung biyografisi yakında.)

Sayıp döktüğümüz bunca özelliği arasında Kar Wai kamera kullanımı ve müzik seçimleriyle özellikle beğendiğim bir yönetmen. Mesela Chungking Express’ten şu güzel sahne veya In the Mood For Love’ın herkesçe bilinen müzik, kamera kullanımının yalnızlığı anlatmada büyük rol oynadığı, sadece Maggie’nin yürüyüşünün bile yeteceği şu sahne.

Neredeyse tüm filmlerini izlemiş biri olarak Chungking Express, Happy Together ve In the Mood For Love’ın bende bambaşka yerleri olduğunu söyleyebilirim. Ne diyeyim, ben susayım filmleri konuşsun.

Buyrun  In the Mood For Love ve 2046‘nın fragmanına bakıp, fikir edinebilirsiniz.

2. Park Chan Wook

İntikam üçlemesi Kore sinemasına dair en çok duyduğum şeylerden biriydi, zaten Oldboy ve Sympathy for Lady Vengeance da ilk izlediğim filmlerden oldular. Oldboy’u izlediğim günü hatırlıyorum. Film bitince bir süre mal mal ekrana bakmış, ardından hıçkırarak ağlamıştım. Onun üzerimde bıraktığı şok etkisini çok az film bırakabilir sanırım. Aynı yönetmenin I’m a cyborg but that’s ok ile gönül tellerimi titretmesine ne demeli? Filmlerdeki sahne geçişleri, görselliğe verilen önem, senaryoların derinliği ve oyunculuğu bir yana bırakalım, sadece Yeong Wook Jo imzalı şahane müziklerinin sahnelerle uyumu için bile izlenmelidir. Öyle ki üzerinden kaç sene geçse de hala Oldboy’un soundtrackini ilk günkü zevkle dinleyebilirim, 1 numaralı soundtracktir gözümde. En vurucu eser olan The Last Waltz bu bahaneyle tekrar dinlenmeli, I’m a Cyborg But That’s Ok’den Chumchunun Saibogu da unutulmamalı.

Chan Wook Park sarsıcı, derin filmlerde tek geçebileceğim, iyi ya da kötü üzerinizde mutlaka etki bırakacak bir yönetmendir ama Kore dizilerinden kopup izlerseniz soğuk duş etkisi yaratabilir, yine de filmlerini izlemeden geçmenin tek kelimeyle yazık olacağı bir ustadır.

Sympathy for Lady Vengeance ve I’m a Cyborg but That’s OK’in trailerına  itinayla bakınız.

3. Bong Joon Ho

Bu adamla ilgili yazımın taslağı 26 mayıs 2010’dan beri yani tam 14 aydır blogumda duruyor. Başlı başına ondan ve filmlerinden bahseden bir yazı yazma hayalim hala bir köşede dursa da bu listenin onur konuklarından biri de olmalıydı, oldu da. Gerçek anlamda benim gözümde deha kelimesini karşılayanlardan biri. Bir filmin benim için en önemli yerlerinden biri belki en önemlisi sonudur. Sonu güzel bağlanmayan filmler ne yapsa yaranamaz, iki günde unutulur tarafımdan. Ancak Joon Ho kolay unutamayacağım filmler çekerek kalbimde ve beynimdeki film arşivinde sağlam bir köşe edinmiştir. Kendisi ayrıca izlediğim ilk Kore filmi olan Gwoemul’u (The Host) da çeken kişidir. 2007 yılında düzenli aldığım sinema dergisi DVDsini vermişti. O aralar zaten sürekli Kore ve Japon korku filmlerinin methedildiğini duyduğumdan hemen izlemiş ve şaşırmıştım. Korelilerin bizle benzerliği şaşırtmıştı. Tabi ilk izlediğimde benzerlikler daha çok gözüme batmıştı.

Bilinçli bir uzak doğu sever olduğumda Memories of Murder’ı izledim, hala izlediğim en iyi seri katil filmlerinden olduğu konusunda ısrarcıyım. İşte bu filmi izlediğim dönem daha önce izlediğim filmin de Joon Ho’nun elinden çıktığını öğrenmiş oldum. Ardından yönetmenin son filmi Madeo da geldi ve yönetmenin bendeki yeri de iyiden iyiye sağlamlaşmış oldu. Stil olarak anlatmak güç. Joon Ho kara mizahta ustadır. Çok doğaldır filmleri, karakterler bu açıdan çok inandırıcı ve oyuncu performansları da yüksektir. Filmlerindeki karakter gelişimi başlı başına incelenmelidir. Aslında saatlerce üzerinde tartışılacak filmler çeker, benim onu iki satıra sığdırmam hayli zor, bunu kendisiyle ilgili yazacağım yazıya saklayalım ve filmlerini tavsiye etmekle yetinelim.

Memories of Murder ve Mother‘ın fragmanlarına bakmayı unutmayınız.

4. Ang Lee

Belki çoğu onu bu listenin zirvesinde beklerdi (Üstteki fotoğraf nedenini açıklıyor) ama ben bu kararları tamamen kişisel ve subjektif verdiğimden 4. sıraya layık gördüm. Zaten Top5ime girmesi de onu ne kadar takdir ettiğimi gösteriyor. Hollywood’da da kendini kanıtlanmış, dünya çapında tanınan Asyalı yönetmenlerdendir Ang Lee. Ben bu adamın her telden çalıp, her tür film çekmesini ve çektiği her filmi gişede de başarılı olan şaheserlere çevirmesini seviyorum. Wo Hu Cang Long (Crouching Tiger Hidden Dragon/Kaplan ve Ejderha) filmi tarihi bir filmdir. Çin’in gelenekleri ve tarihi vurgulanır, uzak doğu öğreti ve dövüş sanatlarına rastlayabilirsiniz. Böyle anlatınca belgesel gibi oldu ama 4 Oscarlı bir şaheserdir. Aynı yönetmen Brokeback Mountain gibi eşcinsel bir film de çekmiştir Çin’den çok uzakta, gerçi bu kendisinin ilk gay filmi değildir. Hulk gibi gişe canavarları çekmenin yanında Çin’in daha yakın tarihini ele alan Lust, Caution gibi filmlere de imza atmıştır. Kesinlikle anlatılası değil izlenesidir.

Oyuncuyu iyi yönlendiren bir yönetmendir Ang Lee. Bir özelliği de filmlerinin sürece uzunluğunun aksine seyirciyi kolay kolay sıkmaması. Ang Lee hem çoğunluğun beğenisine hitap edecek, hem de ödül avcısı filmler çekmede ustadır, herhangi bir filmini izlemeyenin hayatında bir eksiklik vardır derim.

Crouching Tiger Hidden Dragon ve Brokeback Mountain fragmanına bakmayı unutmayın.

5. Kim Ki Duk

Bu adamı sevmeyene rastlamadım sanırım. Yine Kore sinemasına yeni yeni el attığımda Bi Mong (Dream) filmini izlemiş, etkilenmiştim. Zaten Chow Yun Fat ile beraber hafızama kazınan ilk uzak doğulu isimlerdendir Ki Duk. Belki de öğrendiğim ilk Korece isim. Neyse bu gereksiz detayları atlarsak, kendine has bir tarz oluşturan ve filmlerinde insana dair herşeye değinen bir yönetmendir. Başyapıtı Bin Jip (3.Iron-Boş Ev) ile sessizliğin neler anlatabileceğini göstermiştir. Sanıyorum Kim Ki Duk filmlerinde izleyiciyi kalbinden vuran tüm tekniğin dışında aslen samimiyettir. Yoksa neden sevdiğimi pek açıklayamıyorum. Ki duk yaşlı adam-genç kız aşkıyla ilgili filmler de çeker, insanı ele alırken doğayı es geçmeyen şaheserler de, intikam öyküleri de. Kore sineması sevdiğini iddia eden herkesin mutlaka izlemesi gereken bir yönetmendir.

Buyrunuz Bin Jip ve Spring, Summer, Fall, Winter…Spring fragmanları.

Speşıl Tenks Tu: Listede yer alamayan ama tavsiye etmekten imtina etmeyeceklerimiz, aksiyonun kralı John Woo, her filmin insanı Takeshi Kitano, absürdlüklerin ustası, her zevke hitap etmese de Takeshi Miike ve bu sıralamaya girmemesi gereken, ayrı kulvarda tek başına takılan üstat Akira Kurosawa.

26 comments on “En İyi Uzak Doğulu Yönetmenler

  1. Ellerine sağlık dostum yine süper bir Top listesiyle karşımızdasın, çok seviyorum senin bu Top 5 ve 10 larını 😀
    Park Chan Wook, Ang Lee, Kim Ki Duk ile ilgili görüşlerine canı gönülden katılıyorum. Benim listeye ekleyeceklerim ise Kwak Jae Young olur sanırsam. Kendisi My Sasy Girl, WindStruck, Classic gibi filmlerin yönetmeni ve Daisy’nin senaristidir. Bayılıyorum böyle hem yazma konusunda hem yönetme konusunda usta olanlara^^

    • Öncelikle teşekkürler dostum^^
      Bak Jae Young’ı nasıl da unutmuşum, tabi ki o da genişletip ilk 10 yapabileceğim bir listede kendine yer edinebilir rahatlıkla.
      Tabi iki zor işin üstesinden gelebilenler biraz daha kıymetli diğerlerine nazaran 🙂

  2. Aslinda bunlar sadece yasayan en iyi yonetmenler.Olen ustalar bunlari ust uste koyup birbiriyle carpardi.Mesela Kobayashi Masaki,Yasujiro Ozu,Kenji Mizoguchi,Kaneto Shindo,Akira Kurosawa vs. Yasayanlardan Bong Joon Ho benim en favori yonetmenim.Cunku filmlerinde biraz olsa da sosyal sorumluluk aliyor.Park Chan Wook’ta sevilesi mesela ama bence kendi kulturlerini fazla yansitmadigi ve azicik bati ozentiligi sezdigim icin en iyiler siralamasinda 3’e 4’e geriliyor.2 ve 3 Kim Jee Won (tabiki I Saw the Devil vesiylesiyle 🙂 ve Kim Ki Duk.The Man From Nowhere’in yonetmeni Lee Jeong Beom ve Cahser’in yonetmeni Na Hong Jin’de bu filmlerinde gayet iyi isler cikarmislardi.

    • Öncelikle hoşgeldin.
      Ne yazık ki Japon sinemasına dediğin yönetmenleri yorumlayabilecek kadar vakıf değilim, uzun zamandır bu eksiği giderme arzum var. Bir de eski ustaları artık efsane sınıfına alacağımdan bu yazıda bir Kurosawa’ya yer vermeyi abesle iştigal gördüm, belki onlar ayrı bir yazıda yer alabilirler. Tabi bir de iddialı başlık kimseyi yanıltmasın, bunlar kişisel görüşler. Chan Wook’u batı özentisi olarak görmüyorum açıkçası, olsa da Batılılardan iyi yapmış ne yaptıysa. O yüzden benim listemin demirbaşlarından 🙂
      I Saw the Devil hakkında genelde olumsuz yorumlar duyduğumdan izlemedim ama dediğini öneri kabul edip bir şans vericem sanırım 🙂 Chaser ve The Man from Nowhere rüştünü ispat etmiş filmler olsa da yönetmenleri tek filme göre değerlendirmeyi tercih etmediğimden listede yoklar. Yoksa kesinlikle Welcome to Dongmakgol ya da Kim’s Island filmlerinin yönetmenleri de listemde olurdu 🙂

  3. Sonunda senden bir yönetmen yazısı geldi kim’cim, beklenen an dın dın dııııınnn 😀
    Bu Wong Kar Wai sevginden o kadar çok bahsediyorsun ki sana bazen Kimbap Kar Wai falan diyesim geliyor 😀
    Park Chan-wook için de bu adam! diyebiliyorum sadece. Sympathy for Mr. Vengeance da beni diğer intikam filmi kadar etkilemiştir, belki daha çok etkilenmiş bile olabilirim. Old Boy’dan etkilenmek insani değil, onu saymıyorum hahah. Hele geçen Cut ismindeki 40 dakikalık filmini izledim, yine şok oldum tabii ki, Lee Byung-heon ve Kang Hye-jung desem sen anlarsın gerisini. Park Chan-wook’un vahşi yönünü daha açık görüyorsun resmen.
    Bong Joon-ho’nun kara mizahını ise bence en güzel Barking Dogs Never Bite gösterir (Daha önce de defalarca söylemişimdir muhtemelen). Tabii senin bahsettiğin tüm filmler muazzam ama yönetmen yapmış yapacağını demiştim o filmde…

    • Haha evet 1 yıldır bahsediyoruz, sonunda geldi.
      Kar Wai aynen benim göbek adım olmalıymış. Park chan Wook’u senin de ne kadar sevdiğini biliyorum, yeni filmini hala izleyemedim sen böyle anlatınca ağzımın suyu aktı diyebilirim 🙂
      Joon Ho için ayrı yazı planım hala baki olduğundan filmlerinin ayrıntılarına giremedim, ayrı yazımda Barking Dogs Never Bite ve diğerlerini tartışırız belki yine uzun uzun. Senin o yazına da hala bırakılacak yorumum var 🙂

  4. İlk üç yönetmen gerçekten de sinemaya farklı bir bakış açısı getirebilen kişiler. Wong Kar Wai’den Chungking Express’i izledikten sonra o yukarıdaki sahneyi birkaç gün boyunca tekrar tekrar izlemiştim ve bunu kaç kez yaptığımı hatırlamıyorum 🙂 Diğer iki Koreli ise zaten Kore sinemasına kendi karakteristik yapısını kazandıran yönetmenlerin başında geliyor, onlar olmasa Kore sineması bu düzeyde olamazdı muhtemelen.
    Bir de Takeshi Kitano’ya değinmek istiyorum. İlginç filmleri var gerçekten, ama ucundan kıyısından Yakuza’nın bulaşmadığı bir filmi olduğunu pek sanmıyorum doğrusu 🙂 Ancak Dolls filmi gerçekten etkileyicidir ve müzikleri de güzeldir ki zaten o filmin müzikleri Joe Hisaishi’ye aittir.

    • Kar Wai’yi belki de bende özel kılan en önemli nedenlerden birine fark etmeden değinmişsin, filmleri ve belli sahneleri bana kendini defalarca izletir, bu çok az film veya yönetmenin bana yaptırabildiği bir şeydir. Ertesi gün unutmadığım film bile kafadan “fena değil” listeme girer zaten 🙂
      Yakuzaları seviyorum, Kitano bence onalrı bulaştırsa da bulaştırmasa da şahane filmler çekebiliyor. Dolls şahane bir yapım bence. Müzikleri hiç unutur muyum? Hisaishi aşık olduğum sanatçılardandır, tınısını duyduğumda tanırım. Üşengeçliğimi atarsam hakkında yazmayı planladıklarım arasında o da var 🙂

  5. Kore sinemasi iyidir hostur diye atladigim cogu film kotu cikip beni hayal kirikligina ugratmistir.O kadar cok film yapiyorlar ki aralarindan iyisini bulabilmek icin ya iyi arastirmak gerekiyor ya da isi sansa birakip allah ne verdiyse dalmak gerekiyor 🙂 Ben arastirmayi ve seyirci yorumlarini dikkate almayi sectigim icin Welcome to Dongmakgol’u senin onerin olarak kabul ediyorum 🙂

  6. Ellerine sağlık çok hoş bir yazı olmuş 🙂 nerdeyse çoğu benimde en sevdiğim yönetmenler ama benim listemin zirvesinde Takeshi Kitano var ilham kaynağım biricik canım yönetmenim bayılıyorum onun sinema anlayışına 🙂 Wong Kar Wai nerdeyse bütün filimlerini izlemişimdir olağanüstü bir yönetmen en büyük hayalim Minho’nun birgün onun filimlerinden birinde rol kapması çokmu şey istedim acaba 😀 tabiki Kim Ki Duk bütün flimlerini izledim herşeyiyle takip ettiğim bir yönetmen en son filiminin Arirang’ın çevirisini bekliyorum çok istiyorum izlemeyi ……Park Chan Wook Old Boy’un yani o harika üçlemenin yönetmeni o filimlerden sonra takibe aldığım yönetmen 🙂

    • Çok teşekkürler 🙂 Kitano gerçekten de kendine has anlayışı olan bir yönetmen. Zaten tek bir filmini izleyen bile hemen bağlanıyor.
      Kar Wai filminde MinHo hmm Kar Wai kendi fetiş oyuncularından bir filmliğine vazgeçerse neden olmasın? Mesela son filminde Song Hye Kyo oynadı, Kore’de video yönetmenliği yapmışlığı da vardır yani çok uzak değil, neden olmasın^^

  7. sonunda gelebildim yazıyı okuduğumda ağzımın suyu aktı ama vakitsizlikten bloga giriş yapamıyorum miane 🙂

    bende en çok bu tür tanıtım yazıları yazmak isteyen ama yapamayan biri olarak tebrik ediyorum çingu bu yönetmenler bir harika 🙂
    kim ki duk ,wong war kai ve diğerleri hele bong jo ho hepsi için tek tek yazılar yazmak gerekir .anlatılmaz ki ama sen çok da güzel anlatmışsın hele o videolarla enfes olmuş ellerine sağlık 🙂

  8. bence bu liste arasında ji woon kim de olmalıydı öncelikle onu yazmak istedim .çünkü kore de korku türü denince aklıma ilk gelen yönetmen ayrıca old boy filmiyle bende yarattıgı etkiyide hala unutamıyorum. itiraf etmeliyim gönlümde kim ki duk her zaman 1. sıradaydı ama bu filmiyle kim ki duku bile yerinden etti.filmi izlerseniz ne demek istedigimi anlıcaksınız 🙂 yazı için tekrar teşşkürler 🙂 yönetmenin kanlı ayakkabılar ve karanlık sırlar filminide beyenerek izlemiştim 😀

    • sanırım yazının tamamını okumamışsın çünkü okusan oldboy’u izlediğimi görürdüm. tabi ki izledim ve filmin yönetmenini de favorilerime ekledim zaten. yalnız filmin yönetmeni kim ji woon değil listemde de 2. sırada bulunan park chan wook’tur 🙂
      korku filmi pek izlemediğimden kim ji woon listemde yok. ancak a tale of two sisters sayesinde takdirimi kazanmıştır.

  9. ben yönetmenin adını ji woon kim olrak biliyorum çünkü bu isimle arama yaptıgım zamn adının bu oldugunu ögrendim. acaba ben bi yanlış biliyorum yoksa sen mi hala çözemedim 😀 ji woon kim yapmış oldugu filmler arasına bakınca old boy acı tatlı hayat ve iyi kötü çirkin gibi filmlerinde oldugunu biliyorum .neyse uzatmaya gerek yok ben bu adla biliyorum bu yönetmeni yazının tamamı okumadımı da itiraf ediyorum bu arada 😀 ne kadarda mütevazıyım yaa 😀 😀 😀

    • Ben yanlış bilmiyorum, en sevdiğim 2. yönetmen dediğim kişiyi buraya yanlış yazacak kadar aymaz değilim, adım gibi bildiğim bir yönetmendir. Nasıl bir arama yapıp o bilgiye nerden ulaştın bilemem ama Oldboy’un yönetmeni Park Chan Wook’tur. Bunu tartışmamız bile anlamsız, basit bir google aramasıyla ulaşabilmen lazımdı halbuki. Yazının hepsini okumak zorunda değilsin, zaten bunun da mütevazı olmakla pek bağlantısı yok :S
      Bu arada alttaki site yani imdb bu işlerde en güvenilir sitedir, bir daha bence orayı kullan. Linkten filmin asıl yönetmenini görebilirsin 🙂

      http://www.imdb.com/title/tt0364569/

    • sevgili Kang Yong Hwa
      Tam olarak bilmediğin, hakim olmadığın konularda diretmenin bir mantığı yoktur. Yazı sahibi yıllardır Kore, Japon ve Çin sinemasının içinde olan bir insandır ve izlemek için izlemediğinden donanımlıdır bu konularda. Çözemediğin şeyin aslında çok basit yanıtı sen yanlış biliyorsun. Park chan Wook en büyük intikam konulu film yönetmedir. Old Boy, İntikam Meleği, Haklı İntikam da onun filmleridir. Old Boy’u mal ettiğin Kim Ji woon’un imdb sayfasına bir göz at (http://www.imdb.com/name/nm0453518/) fillerine iyice bak lütfen. Basit bir google araması yapıp öyle yorum yaz lütfen. Google’ı beğenmiyorsan bir hata var diyorsan Bing’ten ara olmadı Yahoo’yu kullan. ancak göreceksin bu konuda sen yanılıyorsun.

      Uzatmaya gerek yok sen öyle biliyorsun madem yönetmenin adını öyle bilmeye devam et, bunu da sürekli dile getir cahiliyetini gözler önüne ser. Sen üzüleceksin.

      Yazının tamamını okumak zorunda değilsin ancak okumadıysan ona göre yorum yapacaksın. Ya da yapmayacaksın. Yine yetersiz bilgi ile yaptığın gereksiz bir eylem olmuş mu mütevazilikle alakası yok.

      Bu arada bilgi sahibi olmamanı küçümsemiyorum yanlış anlama sadece senin bilgi sahibi olan insanları küçümsemene kızıyorum. Buralarda tutunmak istiyorsan araştırma yapmaya üşenmemen gerekiyor. Eğer araştırmayacaksan tamamen şahsı yazılar yazmalısın.

      Umarım bu yorumu sonuna kadar okursun mütevazilik yapma sonra 😉

  10. Peki tamam ben yanlış biliyomuşum özür dilerim .yanlız bilgi sabihi siz insanları ne zaman küçümsedim .Sadece bu isimle bildigimi sandıgım için kendi bildigimi savunmaya çalıştım sermin senin bunu ilk defa bu bloga yorum yazan birine bu kadar agır bir şekilde ispatlama anlayışına girmene pek anlam veremedim . Tamam yanlış biliyormuşum bunu da zaten farkına vardım .Bilgi sahibi olmamanı küçümsemiyorum demissin bence bu yazdıgını bi daha düşün çünkü yazdıgın yorumun tamamını okuyunca bu son yazdıgın cümle pek bi anlamsız olmuş.

    • Arkadaşım tamam, bence hiç uzatmayalım. Bilip bilmemen önemli değil, herkes her şeyi bilmek zorunda da değil tabi ki. Yalnız benim ilk yorumumun ardından hala doğru bilgiyi aramaman ve buraya gelip hala “Ben öyle biliyorum” demen garip, çünkü bu senin başka benim başka bileceğim bir şey değil, kesin ve değişmez bir doğru(az durun hız problemlerine geçicem:)). Normalde bu durumda önce googla’dan bakman, ardından gelip “Pardon yanlış biliyormuşum” demen yeterliydi. Ancak hala benim bilgimi sorguladın ve bence bu biraz saygısız bir davranıştı. Muhtemelen büyüğünüm, eğer dinlersen tavsiyem sırf başkaları beğeniyor diye bir şeyleri beğenme, kendin izle kararını kendin ver gerekiyorsa nefret et, bunu da açıkça söyle.
      Konuyu da daha fazla uzatmayalım bence. Burayı da tartışma alanına çevirmeyelim. Sırf cevap hakkınız var diye yorumları onaylıyorum, yakında silebilirim haberiniz ola.

    • Kimbap hala yorumları silmediğine göre cevap hakkımı kullanmak istiyorum ( Gerçi hala onaylanmadan silinme durumu var da neyse :D:D ) Şaka bir yana benimde küçüğümsün Yong Hwa. Amacım aslında bu kadar ağır yazmak değildi ancak işte artık dayanamaz olduk bazı konulara. Uzun bir süredir bu camianın içinde olmak sinirlere pek iyi gelmiyor.

      Küçümsediğin yeri sorduğun için açıkça yazıyorum ” Acaba ben mi yanlış biliyorum, sen mi? Hala çözemedim. Uzatmaya gerek yok ben böyle biliyorum” İşte bu cümle sadece bizi değil genel anlamda işi bileni dahi saf dışı bırakır. Olay bizi küçümsemenden ziyade kendine fazla güvenmen. Buralardaki en kıdemli uzak doğu sever daha bu denli kesin konuşmaz çoğu şeyde. Kesin konuşuyorsa da iyice araştırmıştır. Ki arada ki mesafe yüzünden, çarpıtılan haberler yüzünden o bile %100 kesin değildir. Ve evet ben seni gerçekten küçümsemedim sadece abla tavsiyesiydi. İlk yorumunda olmasıda iyidir. Böylece 2. ve 3. de daha dikkatli olursun. Sağlam adımlarla yerine geçer, rahatça koltuğuna oturursun 😉

      Güzel yazılar görmek isterim senden. ” Vay canına ” dedirtmeni isterim 😉

  11. bencede artık uzamasın bu konu ben hatamı kabul edip özür diledim zaten kimbapsushi son yazdıgım yorumuda sana karşı yazmadım zaten serminin yazdıklarını biraz agır bulup o sinirle yorum yazdım tekrar özür dilerim . ayrıca evt bende yaşça büyüksün lise son sınıf oldum bu sene sınava hazırlık içindeyim 🙂 . bencede bu yorumları en kısa zamanda sil 😉

  12. Geri bildirim: Hong Kong Sinemasından Tanımanız Gereken Aktörler | Kimbapsushi's Blog

bunusevdim için bir cevap yazın Cevabı iptal et